Muhakemesiz icra olmaz veya davasız yargılama olmaz ne demektir? Bu cümleler aslında yasaların da bir sınırları olduğuna işaret etmektedir. Ceza muhakemesi hukukunda usul olarak adına ceza davası açılmayan bir kişi ile ilgili yargılama yapılamayacaktır. Bu yüzden o kişinin suçlu olup olmadığı araştırılamayacaktır. Adına araştırılma yapılabilmesi için iddia makamı olan savcılığa suç olarak belirtilen “fiili” ve suçu işleyen kişiyi “faili” belirterek ceza davası başvurusunda bulunmak gerekir. Hâkim olarak yetkilendirilen makam görevlendirilmediği bir uyuşmazlık davası ile ilgili hüküm verme yetkisine sahip değildir.
Örneğin iddianamede A Kişisinin B Kişisini aldatarak kendi arabasını satın aldığı ve dolandırıcılık yaptığı iddia edilse de, yargılama sırasında A Kişisinin B Kişisine ait araca zarar verdiği ve ayrıca mala zarar verme suçunu işlediği tespit edilmiş olmasına rağmen, yargıç yargılama sırasında suçu bulamaz ve davaya hükmedemez. Çünkü Savcılık bu yeni davayla ilgili soruşturma ve iddianame hazırlamadı. Bir hâkim, savcılık tarafından resmi bir dosyalama yapılmadan bir anlaşmazlığı duyamaz. Bu durumu ifade etmek için Ceza Muhakemesi Kanununda “muhakemesiz icra olmaz” veya “yargılama sınırlaması ilkesi” kavramları kullanılmaktadır.
Ceza Muhakamesi Kanunu’nda (CMK) Muhakemesiz İcra Olmaz İlkesi
Muhakemesiz icra olmaz ilkesi Ceza Muhakemesi Kanunu 225/1’de düzenlenmiştir. Bu kanuna göre mahkeme sadece iddianame unsurları gösterilen suç göre fail ve fiil hakkında bir karar ulaşabilir. Yani savcılık makamı hangi kişi ve olayla ilgili dava açmışsa, mahkeme sadece bu çerçeve etrafında dava yürüterek hüküm verebilir. Sanık olarak yargının kişinin savunmasını yapan avukat, sanığın haklarının ihlal edilmemesi için muhakemesiz icra olmaz ilkesi gereğince yürütülen süreç boyunca gözetleme işlemi yapmaktadır.
Suç Vasfının Değişmesi ve Davasız Yargılama Olmaz İlkesi
Muhakemesiz icra olmaz kavramı gereği mahkeme bir ceza davasının görülmesine karar verirken, savcılığın önerdiği suçun niteliği ile bağlı değildir. Aslında, CMK 226. madde, suçun niteliğinde bir değişiklik olması durumunda sanığa ek savunma sağlanarak ceza davasının sonuca bağlanabileceği öngörmektedir. Başka bir deyişle, davranış aynı kaldığında ve uygulanacak hukuk değiştiğinde, yargıç davalının ek savunmasını duruşmada kabul edebilir ve suç duyurusunda bulunmadan dosya hakkında karar verebilmektedir. Örneğin davalı tarafından açılan bir ceza davasının yargılanmasında sanık, güveni kötüye kullanma suçundan kendisine teslim edilen malları iade etmeyerek güveni kötüye duyuyorsa, suçun güveni kötüye kullanma suçu olmadığını anlayınca, ona güveniyor ama hırsızlık suçunun yeniden gündeme getirilmesine gerek yok. Hâkim, CMK Madde. 226. Sanığa ek savunma vererek sanık hakkında yeni bir ceza davası açmaya gerek kalmadan karar verebilir. Bu yaklaşım davasız yargılama olmaz- muhakemesiz icra olmaz ilkesini ihlal etmez. Çünkü mahkemelerin yapacağı yargılama işlemlerinin sınırları fail ve fiil etrafında sınırlandırılmıştır. Suç olarak nitelendirilen işlemin değişmesi halinde başka bir ceza davası açılmasına gerek bulunmamaktadır.<
Bu içeriğimizde sizlere Muhakemesiz İcra Olmaz– Davasız Yargılama Olmaz İlkesi Nedir? adlı konuyu aktarmaya çalıştık.