Yurt Dışında Boşanma

Tanıma Tenfiz Davası

 

Yurtdışında Boşanmış Bir Kişinin Türkiye’de Boşanması

 

Günümüzde sıklıkla karşılaştığımız sorulardan biri de “yurt dışında evlendim ama Türkiye’de evli görünüyorum” olmaktadır. Yurt dışında boşanma süreci geçiren kişilerin Türkiye’de bu kararı tanıtması gereklidir. Yabancı bir ülkede verilen mahkeme kararının kesin hüküm kabul edilmesini sağlamaya yönelik açılan dava tanıma-tenfiz davası olarak adlandırılır. Tanıma davası, icrası gerekmeyen hükümleri ihtiva eden mahkeme kararları için gereklidir. Tenkis davası ise icrası gereken hükümleri ihtiva eden kararlar için gereklidir.

Örneğin Almanya Mahkemelerince sadece boşanma kararı verilmiş ise boşanmanın yanında velayet, nafaka, tazminat gibi bir icrai nitelikli hüküm bulunmuyor ise tanıma davası açmak yeterlidir. Yani siz boşanma sürecini Almanya’da geçirdiniz ve Türkiye sınırları içerisinde bu kararı tanıtmak istiyorsanız Türkiye’de bu kararı tanıtmanız için tanıma davası açmanız yeterli olacaktır. Bu süreçte hak kaybı yaşamamak için Türkiye’de avukattan yardım almanız önem teşkil etmektedir.

Yargıtay kararlarında; “….Yabancı mahkeme ilamının kesin hüküm veya kesin delil olarak kabul edilebilmesi yabancı mahkeme ilamının tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tesbitine bağlıdır. Bu ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. (MÖHUK md. 34, 42) O halde kesin hüküm varlığından söz edilemez. Mahkemece yapılacak iş taraf delillerini sorup, toplamak, sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” (Y. 2. HD, E. 2002/11305, K. 2002/ 12116, T. 11.11.2002)…”

 

Yurt Dışındaki boşanma kararını Türkiye’de tanıtmak için gerekli olan belgeler hangileridir?

 

  • Yabancı mahkemece verilen kararın aslı

 

  • Yabancı mahkemenin kararının kesinleşmiş olduğunu gösterir şerh veya belge

 

  • Apostil Şerhi

 

  • Yabancı mahkemenin vermiş olduğu kararın Türkçeye yeminli tercüman tarafından tercüme edilmesi ve bu tercümenin Noter veya Konsolosluktan onaylatılması

 

  • Pasaport ve nüfus cüzdanı fotokopisi

 

  • Vekaletname (Vekaletnamede vesikalık fotoğraf olması gerektiği gibi vekaletname içerisinde “yurt dışında verilmiş boşanma kararına ilişkin tanıma ve tenfiz davası açmaya, açılan davayı kabule” yetkilerinin bulunması gerekmektedir.)

 

 

 

 

BOŞANMAMI TÜRKİYE’DE TANITMAK İÇİN HANGİ MAHKEMEDE DAVA AÇMALIYIM?

 

Yetkili mahkeme MÖHUK madde 51 düzenlemesine göre belirlenir. Buna göre; davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, eğer yerleşim yeri yoksa Türkiye’de sakin olduğu yer eğer sakin olduğu yer de yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden biri yetkili olacaktır.

 

YURT DIŞINDA BOŞANMA İÇİN AVUKAT GEREKİR Mİ?

 

Önemle belirtmek gerekir ki sürecin avukat yardımı alınarak takip edilmesi zamansal anlamda olumlu sonuç doğuracaktır. Hukuki işlemler ve evrak işlemlerinin ciddi anlamla zor ve detaylı olması nedeniyle yurt dışındaki boşanmanızı Türkiye’de tanıtmanız için Türkiye’de boşanma avukatıyla görüşmeniz sizler açısından daha sağlıklı olacaktır.

 

Tanıma ve tenfiz davasıyla ilgili olarak detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık için ofisimize;

0 545 567 01 94 telefon numasından ulaşabilir info@esinozatan.av.tr Adresine e-mail atarak görüşme sağlayabilirsiniz.

Türk Vatandaşının Yabancı Uyruklu Bir Kişi ile Evlenmesi

Yabancı ülke vatandaşı ile evlenmek isteyen Türk, evliliğin gerçekleşebilmesi için birtakım belgelere ihtiyaç duyacaktır. Aynı şekilde Türk vatandaşı ile evlenecek olan yabancının da bu belgelerden ayrı birtakım belgeler toplaması gerekmektedir.

Türk vatandaşından istenen belgeler; Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı, vesikalık fotoğraf, aile hekimi onaylı sağlık raporu gibi kolay ulaşılabilir belgelerken, ne yazık ki aynı durum yabancı için geçerli değildir.

Evlenmek İsteyen Yabancı Uyruklu Kişinin Elinde Bulundurması Gereken Belgeler

Türkiye’de bir Türk vatandaşıyla evlenecek yabancı uyruklu kişilerden istenen evlilik belgeleri aşağıdaki gibidir:

  1. Kimlik/Pasaport
  2. Vize
  3. Vesikalık fotoğraf (son 6 ay içinde çekilmiş olmalı)
  4. Sağlık Raporu (aile hekimi veya devlet hastanesinden alınacak)
  5. Bekarlık Belgesi (kişinin kendi ülkesinde evli olmadığına dair, kendi ülkesinin yetkili makamlarından talep edilecek)
  6. Evlenme Ehliyet Belgesi (hem doğum belgesi hem bekarlık belgesi alan kişilerin, ayrıca evlenme ehliyet belgesi almasına gerek yoktur, kişinin kendi ülkesinden veya ülkemizdeki konsolosluktan alınabilir)
  7. Doğum Belgesi (eğer evlenme ehliyet belgesinde kişinin anne-baba ismi, doğum yeri ve doğum tarihi bilgilerinden herhangi biri yer almıyorsa, ayrıca bu bilgilerin yer aldığı doğum belgesi istenir)

Bazı ülkeler, evlenme ehliyet, doğum, bekarlık belgesi gibi belgeleri, sadece kendi ülkelerindeki yetkili makamlarda düzenlemektedir. Türkiye’de evlenecek yabancı uyruklu kişinin, bunu kendi ülkesinin temsilciliklerinden öğrenmesi gerekmektedir.

Gerekli bu belgeler, alındıkları tarihten itibaren 6 ay süre için geçerlidir.

Yabancı makamlardan alınmış belgelerin Türkiye’de geçerli olabilmesi bazı şartlara bağlıdır. Bunlar; belgenin Türkiye’de resmi evrak olarak kabul edilmesi için gereken apostil işlemi ile noter onaylı Türkçe tercümesinin teminidir. Alınan belge, apostil edilmiş ise, belgenin noter onaylı Türkçe çevirisinin yapılmış olması yeterli olacaktır. Ayrıca belge, Türkiye’nin dış temsilciliğinin bulunduğu bir ülkeden alınıyorsa, bu belge ile çevirisi Türkiye’nin dış temsilciliği tarafından onaylanmışsa belgeler başka bir işleme tabi tutulmadan kabul edilir.

Türkiye’de apostil düzenleyen makamlar; illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır. İşlemlerini merkez ilçede gerçekleştiren çiftler belgelerini valilikte, ilçelerde gerçekleştirenler ise kaymakamlıklarda onaylatmalıdır.

EVLİLİK YOLUYLA TÜRK VATANDAŞLIĞININ KAZANILMASI

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı, yabancılara tanınmış vatandaşlık kazanma yollarından biridir. Ancak yalnızca bir Türk vatandaşı ile evli olmak, kişiye doğrudan Türk vatandaşlığı kazandırmayacaktır. Vatandaşlığın kazanımı için kanunda birtakım şartlar aranmıştır.

Bu şekilde vatandaşlık kazanımına ilişkin şartlar, 5901 sayılı Vatandaşlık Kanunumuzun 16. maddesinde açıkça sayılmıştır. Buna göre;

(1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;

  1. a) Aile birliği içinde yaşama,
  2. b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
  3. c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.

(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.

(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler.

İşte bu şartları taşıyan kişiler, ilgili mercilere başvuruda bulunarak evlenme yoluyla Türk vatandaşlığı kazanabilirler.

Başvuru Usulü ve Gerekli Belgeler

Başvurular yurt içinde yerleşim yerinin bulunduğu valiliğe, yurt dışında ise dış temsilciliklere yapılacaktır. Başvuruyu yapacak kişi vekaleten temsil edilecekse, vekaletnamede mutlaka bu hususta özel yetki bulunmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, posta yoluyla yapılan başvuruların kabul edilmeyeceğidir.

Başvuru işlemlerinde kişilerin yabancı kimlik numarası esas alınır. Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancıların başvuru sırasında ibraz ettikleri yabancı makamlardan alınan diploma, pasaport gibi belgelerin Türkçe tercümeli ve noter tasdikli olması yeterlidir.

Başvuruda bulunacak kişilerin başvuru formunu doldurması zorunludur.

Başvuru formu:

https://www.nvi.gov.tr/kurumlar/nvi.gov.tr/mevzuat/nufusmevzuat/Formlar/Vatandaslik/Vat6_Evlenme.pdf

Bunun dışında başvuru sırasında istenen belgeler;

  1. 2 Adet 50×60 mm boyutunda beyaz fonda, desensiz ICAO tarafından belirlenen ve makinede okunabilen biyometrik fotoğraf
  2. Hangi devlet vatandaşı olduğunu gösterir pasaport veya benzeri belge,
  3. Vatansız ise buna ilişkin usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi,
  4. Tescile esas olacak şekilde tüm kimlik bilgilerini gösteren usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi,
  5. Yerleşim yeri Türkiye’de bulunuyorsa en son tarihli ikamet tezkeresi,
  6. Herhangi bir suç nedeniyle hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunuyorsa onaylı bir örneği,
  7. Başvuru sahibinin doğum tarihinin ay ve günü bulunmuyorsa, bu durumu ispata yarayacak ülkesi yetkili makamlarından alınmış ve usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi veya 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 39 uncu maddesi gereğince Temmuz ayının birinci günü olarak tamamlanmasını kabul ettiğine dair imzalı beyanı,
  8. Hizmet bedelinin Maliye veznesine yatırıldığını gösterir makbuz, olarak sıralanabilir.

Yerleşim Yeri

Türk vatandaşıyla evlenen kişinin vatandaşlık kazanabilmesi için Türkiye’de ikamet ediyor olması şartı aranmaz. Evlilik Türkiye dışında bir yerde sürüyor olabilir, bu durumda yine 3 yılın geçmesiyle kişinin vatandaşlık için başvuru hakkı doğacaktır.

EVLİLİĞİN SONLANMASI

Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı kazanan kişinin iyi niyetli olması halinde evliliğin boşanma yoluyla sona ermesi durumunda vatandaşlık statüsünü kaybetmez. Ancak, kişi kötü niyetli ise boşanma sonucunda vatandaşlık statüsünü de kaybedecektir. Burada bahsedilen kötü niyet, boşanmada yabancı eşin kusurlu olması değil, vatandaşlık almak için sahte evlilik yapıp yapmamasıdır. Sahte evliliğin ispatı halinde kişi kötü niyetli sayılacak ve vatandaşlığı iptal edilecektir.

Evlenmenin boşanma yerine butlan ile iptali halinde de Türk vatandaşlığının devam etmesi, kişinin iyiniyetli olmasına bağlıdır. Vatandaşlığı kazanmış olan kişi iyiniyetli ise, vatandaşlık statüsü devam eder.

Evliliğin ölüm yoluyla sonlanması halinde, 3 yıl dolmasına rağmen vatandaşlık başvurusunda bulunmamış kişi için halen başvuru mümkündür. Bu durumda, aile birliğinin devamı şartı aranmaz. Vatandaşlığı önceden kazanmış kişi için Türk vatandaşı eşin ölümü vatandaşlık statüsünü kaybettirmez.

Görüldüğü üzere yabancı uyruklu kişinin Türk vatandaşı ile evlenmesi ve bunun akabinde vatandaşlık kazanması birtakım sıkı usul kurallarına tabidir. Bu sebeple, başvuru işlemlerinin eksik veya yanlış yapılması kişinin vatandaşlık statüsü kazanma sürecini uzatabilecek, en nihayetinde hak kayıpları oluşabilecektir. Vatandaşlığa ilişkin işlemlerin bu konuda bilgili bir avukat tarafından yapılması kişinin yararına olacaktır. Evlilik ve vatandaşlık kazanma konularında hukuki yardım ve talepleriniz için bize info@esinozatan.av.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Ceza Yargılamasında Hukuka Aykırı İfade Alma İşlemi

Ceza hukukunda ifade alma kurumu, soruşturma ve kovuşturmanın kaderini belirleyecek önemli kavramların başında gelmektedir. İfade alma kavramı, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde tanımlanmıştır. Buna göre ifade alma, “şüphelinin kolluk görevlileri veya cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini” ifade etmektedir.

İfade Alma İşlemine Katılacak Kişiler

İfade almanın konusunu işlendiği iddia edilen suçun şüphelisi oluşturur ve ifade alma işlemi yalnızca soruşturma evresine ilişkindir. Bununla birlikte, ifade alma işleminde ifadesi alınan kişi kadar, ifadeyi kimin aldığı da kritik önem arz etmektedir. Yetkili olmayan kişi tarafından alınan ifade, hukuka aykırı sayılacaktır.

Hukukumuzda ifade alma işlemi; savcılık veya polis, jandarma gibi kolluk görevlileri tarafından yerine getirilmektedir. İşlendiği iddia edilen suçun ve mağdur ve şüphelilerin niteliğine göre ifade almaya yetkili merci belirlenecektir. Alınan ifadenin hukuka aykırı olmaması bakımından ifade alan merciin yetkili merci olması en az ifadenin içeriği kadar önemli ve kritiktir.

İfade Alma İşleminin Amacı

Ceza yargılamasına konu her işlem gibi ifade almanın da amacı gerçeği aydınlatmaktır. Bununla birlikte ifade alma şüpheliye yönelik olması sebebiyle bir nevi savunma aracı görevi de görmektedir. Bu nedenle ifade almanın hukuka aykırılığı, savunma hakkını doğrudan kısıtlama riskini içerisinde barındırır.

İfade Almada Yasak Usuller

İfade almada yasak usuller, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İfade Alma ve Sorguda Yasak Usuller” başlıklı 148. maddesinde düzenlenmiştir.

MADDE 148 – (1) Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.

(2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.

(3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.

(4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.

(5) Şüphelinin aynı olayla ilgili olarak yeniden ifadesinin alınması ihtiyacı ortaya çıktığında, bu işlem ancak Cumhuriyet savcısı tarafından yapılabilir.

Görüldüğü üzere ifade almayı hukuka aykırı hale getiren eylem ve işlemler örnekseme yoluyla mevzuatımızda açıkça sayılmıştır. Kısaca bu hallere tek tek değinmek gerekirse, öncelikle beyanın özgür iradeye dayanmaması hali üzerinde durulmalıdır. İfade sonucu alınan beyan şüphelinin özgür iradesine dayanmalıdır, kötü muamele, işkence, ilaç verme veya hukuka aykırı başka bir yöntem ile alınmış beyan; şüpheli veya sanığın sonradan rıza vermiş olması durumunda dahi delil olarak değerlendirilemez.

İfade alma bakımından işkence yasağı vurgusu da yapılmadan geçilmemelidir. Zira işkence, ifade sonucu alınan beyanı doğrudan ve doğal olarak hukuka aykırı hale getirirken aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında suç da teşkil etmektedir. TCK md 94 uyarınca işkence, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlar olarak tanımlanmıştır.

Hukuka aykırı bir diğer hal, ifade sonucu kanuna aykırı bir vaatte bulunulmasıdır. Vaat eden kişinin yetkisini aşan vaatler, hukuka aykırı sayılacaktır. Burada önemli olan verilen vaadin iradeyi etkileyecek nitelikte olmasıdır, bunun dışında yemek veya kahve gibi küçük hoşluklar ifadeyi doğrudan hukuka aykırı hale getirmez.

İfade alma işlemine katılacak kişiler bakımından, kollukça alınan ifadede şüphelinin müdafisi (avukat) bulunmaması halinde, sanık tarafından mahkemede doğrulanmadıkça hükme esas alınamayacaktır. İfade alma işleminde avukatın bulunması, şüphelinin haklarının korunması bakımından çok büyük bir önem arz etmektedir. İlgilinin ifadesinin ikinci kez alınması zorunluysa, ifadeyi ancak cumhuriyet savcısı alabilecektir.

Yukarıda da bahsedildiği üzere ifade almayı usulsüz ve hukuka aykırı hale getiren eylem ve işlemler bunlarla sınırlı olmayıp örnekseme yoluyla sayılmıştır. Şüphelinin hak kaybı yaşamaması ve savunma hakkını etkin bir şekilde kullanabilmesi için ifade verirken yanında alanında bilgili bir avukat bulunması faydalı ve gereklidir. İfade verme ve diğer hukuki yardım ve talepleriniz için bize info@esinozatan.av.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Yabancı Şirketin Türkiye’de Şube Açması

Türkiye’de şube açma isteğinde bulunan yabancı şirketin, ilk olarak sermayesi paylara bölünmüş olması şarttır. Bu şirketler anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerdir.

Yabancı şirketlerin Türkiye’deki şubeleri yerli ticari işletmeler gibi tescil edilir.  Açılacak şubeler için Türkiye’de yerleşik bir ticari mümessil atanır. Eğer birden fazla şube varsa bunlar da Türkiye’deki ticari bir işletmenin şubeleri gibi tescil edilir.

Yabancı şirketlerin Türkiye’deki şubeleri, merkezlerinin bulunduğu yer ile şubenin bulunduğu yerin adını eklemek suretiyle kendi merkezlerinin unvanını kullanmak zorundadır. Eğer şirket merkezinin unvanı değiştirilecekse, şubenin unvanı da değiştirilmelidir.

Şube ve merkezin aynı gerçek veya tüzel kişiye ait olması gerekmektedir. Şube ve merkezin faaliyet konuları benzer ya da aynı olmalıdır. Şubelerin, merkezden ayrı olarak bulundukları yerin ticaret ve sanayi odasına kaydolma zorunlulukları vardır.

Prosedür

Yapılması gereken ilk işlem, Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Ticaret Bakanlığından şube kuruluşuna ilişkin  izin  almaktır.

İkinci olarak Ticaret Odasına ve ardından Ticaret Siciline kayıt gerçekleştirilir.

İki işlemi tamamladıktan sonra şube kurulmuş olur. Bundan sonra yabancı sermayeli şirket şubelerinin Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüne şu başvuruları yapmaları gerekir:

  • Sermaye hesabına yapılan ödemelerle ilgili bilgileri yönetmelik ekinde yer alan formlara göre ödemeyi takip eden 1 ay içerisinde bildirmeleri şarttır.
  • Hali hazırdaki ortakların yaptıkları hisse devirleri gene yönetmelik ekinde yer alan formlara göre hisse devrini takip eden 1 ay içerisinde bildirilmelidir.
  • Şubelerin sermaye ve faaliyetlerine ilişkin bilgileri gene yönetmelik ekinde yer alan formlara göre yıllık olarak en geç Mayıs sonunda bildirmeleri gerekir.

Gerekli Belgeler

Şube açma prosedürü için birtakım belgelerin toplanması zorunludur. Gerekli evraklar arasında yabancı Devlet mercilerinden alınan belgelere aynı zamanda apostil şerhi işlemi uygulanmalıdır. Ticaret Bakanlığına başvurmak için gerekli belgeler şunlardır:

  1. Dilekçe: Şirket veya vekili tarafından imzalanmış olmalıdır. Şirketin unvanı, kuruluş tarihi, uyruğu, sermayesi, Türkiye vekilinin adı, soyadı, adresi ve uyruğu, vekilin Türkiye sınırları dâhilinde yapacağı işlerde kanun ve mevzuat hükümlerine uyacağına yönelik taahhüt, şubenin adresi, şubenin faaliyet konusu, şubenin sermayesi bilgileri dilekçede yer almalıdır.
  2. Şirketin yetkili organının şube açma kararı: Asıl ve tercüme (birer nüsha)
  3. Şirket ana sözleşmesi: Asıl ve tercüme (birer nüsha)
  4. Şirketin nerede, ne zaman ve hangi devletin kanunlarına göre kurulduğuna ilişkin kayıtları içeren kuruluş evrakı ile halen faaliyetini sürdürdüğüne dair faaliyet belgesi: Asıl ve tercüme (birer nüsha)
  5. Türkiye vekilinin vekâletnamesi: İhtiyaç duyulacak diğer hususların yanında, özellikle aşağıdaki hususları kapsayacak şekilde asıl ve tercüme (ikişer nüsha): Şirket ana sözleşmesinde gösterilmiş olan işlemleri yerine getirme, şirketi temsil etme, şirket adına yapılacak işlerden doğacak davalarda şirketi davacı, davalı ve üçüncü şahıs sıfatı ile tüm mahkemelerde temsil etme, Türkiye’den geçici olarak ayrılması durumunda, sahip olduğu yetkilerle vekil tayin etme, merkez şubeye bağlı olarak açılacak tali şubelere vekil tayin etme konularında yetkili bulunduğunun belirtilmesi gereklidir.

Bunun yanında yabancı şirketlerin Türkiye’deki ticari işletme şubelerinin açılışı da çoğu zaman şube açılışı ile birlikte gerekir. Bunun için Ticaret Sicil Memurluğuna başvurulur ve gereken belgeler şu şekildedir:

  1. Dilekçe: Dilekçeyi şube imza yetkilisi imzalamalıdır. Vekaleten imzalanmış ise vekaletname gerekir. Dilekçede bağlı olunacak vergi dairesi belirtilir. Dilekçede şubenin; unvanı, sermayesi, merkezi, açılış tarihi, faaliyetin konusu (NACE kodu) yer almalıdır.
  2. Kuruluş bildirim formu: Bu form taslak bir metindir. İşyerine, mükellefiyete, kuruculara ve organlara, temsilcilere ve vekillere ilişkin bilgiler yer alır.
  3. Oda kayıt beyannamesi: Yetkililerin fotoğrafı ve imzası olmalıdır.
  4. Şirket sözleşmesinin onaylı örneği ve Türkçe çevirisi: Şirketin merkezinin bulunduğu Devlet noterleri tarafından onaylanmalıdır. O ülkedeki Türk Konsolosluğuna veya bu konudaki uluslararası anlaşmalar çerçevesinde onaylatılmalıdır.
  5. Şirket merkezinin yetkili organının şube açmaya ve temsilci atamasına ilişkin kararı (Türkiye’de yerleşik tam yetkili): 3 nüsha olarak verilir. Şirket sözleşmesi ile aynı işlemler yapılmalıdır (yabancı ülke noter onayı ve konsolosluk onayı).
  6. Şube ile ilgili temel bilgilerin yer aldığı beyannamenin apostil şerhli ve noter onaylı tercümesi: 3 nüsha olarak verilmelidir. Merkezin; unvanı, türü, işletme konusu, sermayesinin tutarı ve türü, kuruluş tarihi, sicil numarası, tabi olduğu hukuk, AB üyesi olup olmadığı, web adresi, aynı bilgilerin şube için olan hali, şube temsilcilerinin kimlik bilgileri ve yerleşim yeri yer alır.
  7. Şirketi tam yetkili olarak temsil edecek kişi veya kişilere verilen vekaletnamenin aslı ve tercümesi: Eğer bu belge yurtdışında düzenlenmişse o ülke noteri tarafından onaylanmalı ve Türk konsolosluğu tarafından da tekrar onaylanmalıdır.
  8. Şubeyi temsil edecek olan kişilerin imza beyannameleri: Türk Ticaret Kanunu madde 40’ta yer alan kurallara göre düzenlenmiş olmalıdır.
  9. Yabancı uyruklu müdürün onaylı pasaport sureti ve Türkiye’de ikamet etmekteyse onaylı ikamet tezkeresi: Şubeye, Türkiye’de yerleşik en az 1 müdür atanması zorunludur.
  10. Şirketin merkezinin bulunduğu Devlet hukukuna göre yabancı ülkede şube açmak için gereken şartların yerine getirildiğine dair o Devletin resmi makamlarından alınan belge ve apostil onaylı tercümesi (noter onaylı): Yukarıda “şube ile ilgili temel bilgilerin yer aldığı beyanname” olarak belirttiğimiz evrakta merkezin bulunduğu kaynak ülke hukukunun, şube açacak şirket için tescilde aradığı şartların yerine getirildiğinin ve şubenin tescili için ibrazı gerekli olan belgeler ibraz edilirse burada saydığımız yetkili makam yazısına gerek yoktur.
  11. Merkezin bulunduğu Devlette şubenin tescili için gerekli tüm belgeler
  12. Potansiyel vergi numarasını gösteren ekran görüntüsü: MERSİS sistemi ya da internet vergi dairesi üzerinden alınır.

Şubeye Bağlı Başka Şubeler

İlk açılan şubeye bağlı olan bu şubeler, ikincil şubelerdir. Bu şekilde başka şubeler de açılmak isteniyorsa Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, İç Ticaret Genel Müdürlüğüne başvuru yapıp bu şubeler için gereken izinleri almaları gerekir.

Diğer şubelerin açılması için gereken başvuru öncesinde şu belgelerin toplanması gerekir:

  1. Şirket merkezi yahut Türkiye vekili tarafından düzenlenecek vekâletnamenin asli ve tercüme edilmiş 2 nüshası (noter onaylı olmalıdır).
  1. Eğer vekil yabancı uyruklu ise, ikamet belgesi.

Görüldüğü üzere yabancı şirketlerin Türkiye’de şube açması ve işletmelerini büyütmesi sıkı şekil kurallarına tabidir. Bu nedenle söz konusu işlemlerin bu konuda deneyimli kişiler nezdinde yapılması hak kayıplarını önleyecektir. Türkiye’de şube açma ve yeni işletme kurma gibi hukuki yardım ve talepleriniz için bize info@esinozatan.av.tr adresinden ulaşabilirsiniz.